Çocuk kardiyolojisi, anne karnında yer alan bebeğin kalbinden başlayarak 18 yaşındaki çocuklara kadar olan kişilerin kalp hastalıklarının tanı ve tedavisi ile ilgilenen bilim dalıdır. Hücrelerin farklılaşarak gelişmesi ile özel şeklini alan kalbin gelişimi, döllenmeyi izleyen iki ay içinde tamamlanır. Bu süreden önce tübüler şekilde olan kalp, 60 gün içinde 4 kapaklı ve 4 boşluklu bir organ hâlini alır ve insan yaşamı boyunca çalışmaya devam eder. Bazı durumlarda henüz anne karnında yer alan bebeğin kalbinde gelişimine bağlı olarak bozukluklar, diğer bir deyişle anomaliler bulunur. Bu durum doğum ile görülen tüm hastalıkların yaklaşık %10 ile %30'unu oluşturur. Canlı doğan her 1000 bebeğin yaklaşık 9'unda doğumsal kalp hastalığı görülür. Bu anomalilerin bazıları klinik açıdan önemli olmayıp kendiliğinden iyileşme gösterecek nitelikte olsa da bazıları ancak ameliyatla tedavi edilebilmektedir. Erken tanı ve teşhisin oldukça önemli olduğu kalp rahatsızlıkları, genetik ve çevresel faktörlerden kaynaklandığı öne sürülse de çoğunun nedeni henüz tam olarak bilinmemektedir. Doğumsal kalp rahatsızlıkları nelerdir? Konjenital kalp hastalıkları, diğer bir deyişle doğuştan gelen kalp hastalıklarının büyük bir çoğunluğu, doğumdan sonraki bir yıl içinde görülse de bir kısmı anne karnındaki bebeğin kontrolü sırasında yapılan fetal ekokardiyografi ile de fark edilebilir. Kalp rahatsızlıkları genellikle 1 yaşına kadar yapılan rutin muayene sırasında çocuk hekimi tarafından fark edilir ve hekimin, aileyi çocuk kardiyoloğuna yönlendirmesi sonucu tanı netleşir. Bunun sebebi çoğunlukla bulguların aileyi rahatsız edecek düzeyde olmamasıdır. Ancak bazı durumlarda doğumsal kalp rahatsızlıkları aşağıdaki belirtileri gösterebilir: Morarma Sık nefes alıp verme Sıkıntılı solunum Sıkça görülen solunum yolu enfeksiyonu Kalpte üfürüm duyulması Çarpıntı Çabuk yorulma Baş dönmesi Bayılma Göğüs ağrısı Yüksek tansiyon Kilo alamama Gelişme bozukluğu Çocuk kardiyoloğu tarafından fark edilen kalp kulakçıkları ve karıncıklar arasında bulunan küçük deliklerden kaynaklanan bazı sorunlar kendiliğinden iyileşse de hasta çocuk kardiyoloğu tarafından mutlaka takip edilmelidir. Doğumsal kalp rahatsızlıkları neden olur? Genetik Faktörler: Yenidoğan bebeklerde görülen kalp hastalıklarının yaklaşık %9'u kromozom bozukluklarına bağlıdır. Örneğin Down sendromlu hastaların %40'ında doğumsal kalp anomalisi görülür. Mikrodelesyon olarak tanımlanan ve kabaca kromozomlarda oluşan kırık ve kopmalar olarak tanımlanabilecek bu hasarlanma kalp hastalıklarından sorumlu tutulur. Metabolik Hastalıklar: Anne adayında bulunan diyabet gibi metabolik hastalıklar, yenidoğanlarda görülen tüm kalp rahatsızlıklarının %1 ile %2'sine sebep olmaktadır. Şeker hastalığına sahip annelerin bebeklerinde kalp hastalığı bulunma riski %2 ile %6 arasındadır. Teratojenik Etkenler: Anne adayının gebelik esnasında sigara, alkol, uyuşturucu, X ışınlarına ve kimyasallara maruz kalması ve bazı ilaçları kullanması doğumsal kalp rahatsızlıklarına sebep olabilir. Üfürüm nedir? Üfürüm hekimin kalbi steteskop ile dinlerken fark ettiği, kalbin olağan sesi arasında var olan ve üflemeyi andıran seslerden kaynaklanan bir rahatsızlıktır. Masum ve patolojik üfürüm olmak üzere iki tipi vardır. Masum üfürümde duyulan ses hafif şiddettedir. Bunun sebebi çocuklarda göğüs duvarının yetişkinlere göre daha ince olmasıdır. Çocuk büyüdükçe bu duvar kalınlaşır ve üfürüm sesi yok olur. Patolojik üfürüm ise kalpte bulunan delikler, damar açıklıkları, kalp damarlarında olan darlık gibi yapısal bozukluklardan kaynaklanır. Kalpte yer alan üfürümün tipi, uzman hekim tarafından kolayca fark edilir. Tereddütlü durumların aydınlatılması adına, EKO olarak bilinen ekokardiyografi ile inceleme yapılabilir. İnfektif endokardit nedir? Kalp kapaklarının, damarlarının ya da iç zarının tutulumu, iltihaplanması olarak tanımlanan hastalık, kalp hastalığı olmayan çocuklarda çok nadir olarak görülür. Normal kişilerin ağzında bulunan ve onları etkilemeyen bakteri, bazı durumlarda mantar ve diğer mikroorganizmaların kalp hastalığı olan kişilerde kana karışması ve çoğalması ile gelişen ateş, üfürüm, nefes darlığı ile belirti gösteren enfeksiyondur. Kalp rahatsızlığı olan çocuklarda ağız hijyenine özellikle önem verilmesinin sebebi budur. Çocuk kalp hastalıklarında tanısal yöntemler Uygun tedavinin verilebilmesi için doğru tanının konması önemlidir. Çocuk kalp hastalıklarında öncelikle aileden öykünün dinlenmesi, fizik muayene ve hekimin gerekli gördüğü durumlarda muayene bulguları göz önünde bulundurularak bazı testler uygulanır. Kalp kateterizasyonu ve anjiyografisi: Hastanın kalbinin doğru ve sağlıklı bir şekilde pompalama yapıp yapmadığının kontrolü amacıyla uygulanan kalp kateterizasyonu ve anjiyografisi, kalbin farklı bölgelerinde oluşan basıncın ölçümlenmesi, takılan kateter ile kontrast madde verilerek kalbin anatomik şeklinde bulunan olası problemlerin gözlenmesi, kalbin boyutunu ve konumunu anlamak için yapılan bir tetkiktir. Böylece kalpte yer alan sorunun kaynağı ile ilgili olarak detaylı bilgi elde edilir. Kalp elektrokardiyografisi: Vücudun farklı bölgelerine, cilt üzerine yapıştırılan elektrotlar sayesinde kalbin elektriksel aktivitesinin grafik olarak görülebildiği EKG, kalbin sağlıklı çalışıp çalışmadığı hakkında hekime bilgi sağlar. Ağrısız, acısız, hızlı bir şekilde kalp hakkında ritim ve iletim bozukluklarının yanı sıra kalp duvarlarının kalınlaşması gibi pek çok durumu kolayca gösterdiği için çocuk kardiyologları tarafından sıklıkla tanı için kullanılır. Holter EKG: Hastanın göğüs duvarı üzerine yapıştırılan elektrotların bağlı olduğu küçük bir kayıt cihazı, 24 saat boyunca hastanın günlük faaliyetleri sırasında, belirli aralıklarla ölçümleme yapar. Bu sayede ritim bozukluğu, bayılma, ani gelişen hâlsizlik ve nefes darlığı gibi şikayetler esnasında kalbin durumu gözlenir. Kaydedilen veriler çocuk kardiyoloğu tarafından değerlendirilerek raporlanır. Telekardiyografi: Kalp değerlendirmesinin temel kısmını oluşturan kalp grafisi, kalbin boyutu, görünümü ve bazı boşluklarda olan genişlemeleri görüntülemek için kullanılır. Ekokardiyografi : Kısaca EKO olarak bilinen ekokardiyografi ile kalp kapakları, kalp boşluklarının boyutları, kalp duvar hareketleri, kalp içi basınç ve kalbin tek bir kasılma sırasında attığı kan miktarının belirlenmesi için kullanılır. Ultrason ile elde edilen görüntü ile pek çok kalp rahatsızlığının tanısı konabilir. Renkli Doppler Ekokardiyografi: Kalp ultrasonografisi olarak da bilinen ekokardiyografi, ultrasonik ses dalgaları ile kalbin renkli olarak 2 ya da 3 boyutlu olarak görüntülenmesidir. Yapısal kalp bozuklukları, kalbe ait kasların durumu, kalpteki kanın akım hızının ölçümü ve kalpte yer alan boşluklarda bulunan basıncın ölçümünde kullanılır. Kişinin göğsüne konan transduser adlı cihaz ile görüntüler kolayca elde edilir. Ayrıca anne karnındaki bebeğin kalp sağlığı hakkında bilgi edinmek için de kullanılır. Elektrofizyoloji: Diğer tetkikler ile açıklanamayan bayılma, çarpıntı gibi şikayetlerin olan hastaların yanı sıra ciddi ritim bozukluklarında kullanılır. Kasık ve boyun bölgesinde yer alan damarların içine ince kılıflar yerleştirilir ve bu kılıflar yardımıyla kalbe elektrod kateterler ulaştırılır. Direkt olarak kalp içinden alınan elektrik sinyalleri aracılığıyla uyarı iletiminin sağlıklı olup olmadığı değerlendirilir. Efor Testi: Doğumsal kalp hastalığının varlığı, kalbin kapasitesinin ölçümü, aktiviteye bağlı olarak gelişen semptomların varlığı ve kalbin stres altındaki durumunu gözlemlemek amacıyla yapılan testtir. Test sırasında göğüs bölgesindeki deri üzerine yapıştırılan elektrotlar yardımıyla eş zamanlı olarak uygulanan EKG ile nabız ve tansiyon gibi pek çok veri elde edilir. Spor yapan çocukların değerlendirilmesi Yoğun aktivite altında kalbin üzerine çok fazla yük biner. Ağır spor ve sportif egzersizler sırasına oluşabilen rahatsızlıkların yanı sıra kalp krizi gibi hayati tehlikeye yol açabilecek durumlar açısından değerlendirilmesi çocuk kardiyoloğu tarafından yapılır. Çoğunlukla doğumsal kalp hastalıkları, kalp kası hastalığı ve ritim bozukluğu gibi nedenlerden ötürü gerçekleşen bu durumun önüne geçmek için, düzenli spor yapan çocukların, yılda bir kez çocuk kardiyoloğu tarafından kontrol edilmesi önerilir.