Hormonlar iç salgı bezlerinde üretilerek kana salınan, vücudun tüm işlevlerinin düzenli yürütülmesinde, büyüme ve gelişmede önemli rolleri olan maddelerdir. Çocukluk döneminde hormonal dengene meydana gelecek bozukluklar, yetişkinlik yaşlarına göre çok daha ciddi sorunlara neden olabilir. Büyüme ve gelişmeyi olumsuz yönde etkileyen hormonal bozukluklar, aynı zamanda yetişkinlik dönemine etki edecek kalıcı hasarların oluşumuna yol açabilir. Endokrinoloji bölümü, hormonları ve bunları üreten iç salgı bezlerini ilgilendiren her tür hastalığın tanı ve tedavi konusunda hizmet verir. Çocuklar sürekli büyüme ve gelişme sürecinde olduklarından erişkinlerle aynı şartlarda değerlendirilemez. Bu dönemde vücudun iç dengesi ve yapım faaliyetleri her zamankinden çok daha farklı bir düzen içerisindedir. Hem gelecekteki hastalıkların temelinin çocukluk döneminde atılması hem de büyüme ve gelişmenin sürekli olması sebebiyle bu dönemin ayrı bir bilim dalınca incelenmesi uygundur. Bu amaçtan yola çıkılarak temelleri atılan ve geliştirilen çocuk endokrinolojisi bölümlerinde 6 yıllık tıp eğitiminin ardından 5 yıllık çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanlık eğitimini ve 3 yıllık çocuk endokrinolojisi yandal uzmanlık eğiitmini tamamlayan hekimler görev yapar. Yenidoğan döneminden erişkinliğe geçiş sürecine kadar olan hastalar (18 yaşına kadar) pediyatrik endokrinologlar tarafından değerlendirilir. Modern tıbbın sağladığı en iyi imkanlardan yararlanılarak çocuklardaki hormonal hastalıklar erken dönemde teşhis edilerek büyüme ve gelişme etkilenmeden tedavi süreci başlatılır. Endokrinolojik hastalıkların birçoğunda kalıcı tedavi yöntemleri uygulanarak çocukların yetişkinlik dönemine sağlıklı bir şekilde adım atması sağlanırken ileride oluşabilecek daha ciddi boyutlu olası hastalıkların önüne geçilir. Çocuk endokrinolojisi bölümümüzde aşağıdaki hastalıkların tedavileri gerçekleştirilir: Büyüme gerilikleri Çocuklarda büyüme ve gelişme anne karnında başlayarak yaklaşık 18-20 yaşlarına kadar devam eder. Büyüme ve gelişme geriliklerine yol açan etmenlerden en önemlisi, büyüme hormonunun yetersiz salgılanması veya hiç salgılanmamasıdır. Bu nedenle kilo alımı ve boy uzaması normal değerlerin altında olan çocuklarda mutlaka büyüme hormonu seviyeleri araştırılmalıdır. Boy kısalıkları Boy kısalığı, büyüme geriliğinin belirlenmesinde bir parametre olarak değerlendirilir. Çocuklarda büyüme ve gelişmenin takip edilebilmesi için boy uzunluğu persentil eğrileri ile karşılaştırılarak değerlendirilir. Anne ve babanın boy uzunluğu ortalaması ile de karşılaştırıldığında boy uzaması yetersiz olarak görülen çocuklarda bu durumun altında yatan nedenin araştırılması gerekir. Erken ergenlik Kız çocuklarında 8 yaşından önce göğüslerin gelişmesi, genital bölge ve koltuk altında tüylenme; erkek çocuklarında ise 9 yaşından önce testislerin hacminin artması, yine aynı bölgelerde tüylenme oluşumu erken ergenlik olarak değerlendirilir. Ülkemizde ve dünyada oldukça yaygın olarak karşılaşılan bir endokrin hastalık olan erken ergenliğe girme sorunu yaşayan çocuklarda hormonal tedavi ve takip gereklidir. Gecikmiş ergenlik Ergenlik döneminin kız çocuklarında 13 yaşından, erkek çocuklarında 13,5 yaşından itibaren halen başlamamış olması gecikmiş ergenlik problemini işaret eder. Tıpkı erken ergenliğe girme gibi gecikmiş ergenlik de hormonal bir bozukluktur ve bu soruna sahip olan çocuklarda mutlaka endokrinolojik tedavi uygulanmalıdır. Şeker hastalığı (Diyabet) Şeker hastalığı, insülin hormonunun yetersizliği, yokluğu veya hücreler tarafından algılanamaması nedeniyle ortaya çıkan bir endokrin hastalıktır. Çocuk endokrinolojisi alanına giren ve çocukluk döneminde başlayan diyabet türü genellikle insülin hormonunun pankreasta üretilememesi nedeniyle oluşan Tip 1 Diyabet'tir. Bu hastalığa sahip olan çocuklarda insülin kullanımı söz konusu olduğundan kan şekeri sürekli olarak takip edilmeli, karbonhidrat sayımı konusunda eğitim verilmeli, komaya sebep olabilecek ketoasidozların önlenebilmesi için beslenme düzeni çok iyi planlanmalıdır. Hipoglisemi (Kan Şekeri Düşüklüğü) Çocukluk döneminde hipoglisemi sorunu, insülin hormonu ile ilgili diyabet öncesi döneme dair bir sorunu işaret ediyor olabilir. Özellikle kilosu normalin üzerinde olan çocuklarda insülin direnci yaygın şekilde görülür ve bu nedenle hipoglisemi problemi yaşayan çocukta gerekli endokrinolojik muayeneler yapılmalı, ayrıca çocuğun kilo vermesine yardımcı önlemler alınmalıdır. Şişmanlık (Obezite) Yetişkinlik döneminde ortaya çıkabilecek birçok kronik hastalığın temellerinin çocukluk döneminde atıldığı bilinmektedir. Obezite sorunu ile mücadele eden çocuklarda ilerleyen yaşlarda diyabet hastalığı, kronik kalp ve damar hastalıkları, metabolik sendrom gibi hastalıklara yakalanma olasılığı normal kilodaki çocuklara oranla oldukça yüksektir. Bu nedenle obezite altında yatan farklı bir hastalığın olup olmadığı araştırılmalı ve varsa buna yönelik tedavi yapılmalı, beslenme ile ilgili sorunlardan kaynaklı ise çocuğun diyetisyen önerilerine uygun şekilde beslenmesi sağlanmalıdır. Guatr ve tiroid bezi hastalıkları (Hipotiroidi-Hipertiroidi) Ülkemizde ve dünyada tiroid bezine ilişkin hastalıklar oldukça yaygın şekilde görülür. Özellikle çocukluk döneminde büyüme, gelişme ve zeka gelişimi gibi pek çok faktör üzerinde etkileri bulunan tiroid bezine ilişkin hastalıkların erken teşhis edilerek tedaviye başlanması, kalıcı sorunların oluşumunu önleme konusunda çok büyük bir öneme sahiptir. Bu nedenle çocukluk döneminde gerekli endokrinolojik testler mutlaka yapılmalıdır. Cinsiyet gelişim bozuklukları Bazı durumlarda çocuklarda kromozomal, anatomik veya gonadal cinsiyet gelişiminde doğumsal anomaliler görülür. Böyle durumlarda erken tanı ve tanının ardından hormonal ve cerrahi tedavilerin hızlı bir şekilde planlanması çocuğun hem fizyolojik hem de psikolojik açısından yararınadır. Tedavide multidisipliner bir ekip yer almalı ve atılacak adımlar titizlikle belirlenmelidir. Böbrek üstü bezi hastalıkları Her bir böbreğin üst kısmında yer alan böbrek üstü bezleri; adrenalin, noradrenalin ve kortikosteroid adlı 3 farklı hormonun üretiminden sorumludur. Çocuklarda en sık görülen böbrek üstü bezi hastalıkları Cushing sendromu ve Addison hastalığıdır. Böbrek üstü bezlerinde oluşacak hastalıklar hormon dengesinde hayati bozukluklara yol açabilir ve bu hastalar sürekli olarak tıbbi takip altında tutulmalıdır. Adet düzensizlikleri Çocuklarda ilk adet görmeden itibaren yaklaşık 6 ay boyunca adet döngüsünde düzensizlikler görülmesi normaldir. Sonraki süreçte adet düzeninin sağlanamaması ve düzensizlik sorununun devam etmesi jinekolojik bir hastalığın veya hormonal birtakım problemlerin bulunduğunu gösterir. Sorun cinsiyet hormonlarının dengesinden kaynaklı olabileceği gibi tiroid bozuklukları gibi farklı endokrin hastalıklara bağlı olarak da ortaya çıkabilir ve bu çocuklarda detaylı hormonal inceleme yapılmalıdır. Aşırı tüylenme Çocuklarda ergenlik dönemi itibariyle belirli bir seviyeye kadar tüylenme olması normaldir. Aşırı tüylenme (hirşutizm) olarak tabir edilen durum ise sıklıkla hormonal bozuklukları işaret eder. Bu nedenle aşırı tüylenme şikayeti olan çocukların çocuk endokrinolojisi uzmanları tarafından değerlendirilmesi gerekir. Hipofiz bezi hastalıkları Hipofiz bezi, beynin alt bölümünde yer alan ve çeşitli hormonların salgılanmasından sorumlu olan bir endokrin bezdir. Tiroid hormonlarından TSH, üreme organlarını uyaran hormonlardan FSH ve LH, böbrek üstü bezini uyaran ACTH, büyüme hormonu olan GH ve süt üretimini sağlayan Prolaktin hormonu buradan salgılanır. Hipofiz bezine ilişkin hastalıklar, vücudun hormonal dengesi üzerinde hayati değişikliklere yol açabileceğinden bu hormonlara ilişkin bozukluklarda hipofiz bezinde herhangi bir hastalığın olup olmadığı araştırılmalıdır. Su ve mineral dengesi bozuklukları Çocukluk çağında görülebilen su ve mineral dengesine ilişkin bozukluklar, genel olarak endokrin hastalıkların habercisidir. Bozulmuş hormonal dengeye bağlı olarak su ve elektrolit seviyelerinde gelişen bozuklar ciddi sorunlara yol açabilir ve endokrinolojik tedavi gerektirir. D vitamini ile ilgili hastalıklar Endokrin bezlerden salgılanan hormonların yetersizliği veya fazlalığı, bezler üzerinde oluşabilen tümörler, hormon seviyelerinin değişmesine yol açarak vücutta pek çok soruna yol açar. Bunlardan bir tanesi de D vitamini yetersizliği, buna bağlı olarak kalsiyum metabolizmasının bozulması ve raşitizm, osteoporoz gibi kemik hastalıklarının gelişimidir. Büyüme ve gelişme döneminde kemik yapımı hızlı bir şekilde devam eder ve bu yaşlarda D vitamini ile kalsiyum seviyelerinin yetersizliği yetişkinlik döneminde kemik sağlığının bozulmasına yol açar. Bu nedenle altta yatan nedenler mutlaka araştırılarak tedavi edilmelidir. Kalsiyum ve fosfor metabolizması ile ilgili bozukluklar Kalsiyum ve fosfor dengesinin ayarlanmasında D vitamini rol oynar. Bu mineraller böbrekten D vitamini sayesinde geri emilir ve D vitamininin vücutta yetersiz olması bu minerallerin de yetersizliğine yol açar. Aynı zamanda endokrinolojik hastalıklarda da D vitamini, kalsiyum ve fosfor metabolizması bozulur, bu da kemik sağlığı başta olmak üzere vücudu pek çok açıdan olumsuz yönde etkiler. Bu nedenle kalsiyum ve fosfor metabolizmasına ilişkin bozukluklarda olası endokrinolojik hastalıklar araştırılmalıdır. Yukarıda belirtilen hastalıklar Çocuk Endokrinolojisi kliniklerinde en sık karşılaşılan sağlık problemleri olup birçoğu erken tanı ve doğru tedavi tekniklerinin uygulanması sonucunda tedavi edilebilir veya kontrol altına alınabilir. Bu nedenle eğer siz de çocuğunuzda yukarıdaki hastalıklardan herhangi biri veya farklı bir endokrinolojik sorunun olduğunu düşünüyor iseniz derhal Çocuk Endokrinolojisi kliniklerine başvurarak gerekli muayenelerden geçmesini sağlayabilirsiniz.